1 Kasım 2017 Çarşamba

Pokémon Sun and Pokémon Moon McDonald's Oyuncakları

   Öncelikle merhaba, yazı yazabilecek zamanı bulabildiğim için kendimi fazlasıyla mutlu hissediyorum diyebilirim. Konumuza gelecek olursak McDonald's 2016 yılından sonra bu sene de '' Pokémon Sun and Pokémon Moon '' konseptiyle yeni oyuncaklar çıkardılar. Doğruyu söylemek gerekirse küçüklüğümden beri bu tarz şeylere ilgim yoktu hatta 2016 serisinden elimde 6 veya 7 tanesi mevcut onları da Pokemon kartları veriyorlar diye almıştım. Bu merakım hem McDonald's hem de Burger King'in Şirinler oyuncaklarını vermesiyle başladı ve o günden beri hoşuma ne giden varsa alıyorum hatta arada eski serilerden kalma oyuncaklar oluyor ( Ninja Kaplumbağalar gibi ) onlardan da alabildiğim oluyor. Tabi Şirinler konusunu atlamıyorum onlar için kıyaslama tarzı bir yazı yazacağım uygun bir gün ama konumuz şuan Pokémon Sun and Pokémon Moon oyuncakları. Amerika ve İngiltere gibi ülkelerde 10 adet çıkan oyuncak serisi her zamanki gibi bize eksik gönderilerek 8 adet olarak yerini almış. Oyuncak kalitesine gelirsek görünüş olarak iyi gözükseler de kalite olarak sınıfta kaldıklarını söyleyebilirim ve üstüne üstlük boyaları dokunma ile silinebiliyor tabi poşedi açıp çizilmiş olduklarını görmek de cabası.


    Oyuncakların fonksiyonlarına gelirsek Pikachu'nun sırtındaki tuşa basınca yanakları kırmızı ışık yanıyor. Pikachu dışında soldan sağa gidersek mavili pokemon su püskürtüyor, kuş ise kurmalı ve zıplıyor, beyazlı olan sanırım aslan olsa gerek onun da yüzü yanıyor tuşa basınca, diğer kanatlı ise onun da yüzü yanıyor. Ne olduğunu anlayamasam da diğer Pokemonumuz da kurmalı ileri geri hareket etmekle beraber siyah olanı ağzındakini fırlatıyor sonuncusu ise gider gelirken ağzını açıp kapıyor.

   Ne zor şeymiş bunların özelliklerini yazarak anlatmaya çalışmak bunu anlamış oldum şuan :) Son olarak oyuncakların içinden her zamanki gibi kartlar çıktığını söylemeliyim ama 8 oyuncağın içinden 4 adet Crabrawler kartı çıkması pek mutlu etmedi beni. Ve söylemeden geçemeyeceğim bu vesileyle bazı pokemonların Alolan versiyonu olduğunu da öğrenmiş oldum.


   Son söz olarak  McDonald's Happy Meal sitesinde daha dağıtımına dair açıklama yapılmamışken seriyi tamamlayıp üstüne yazımı yazmanın haklı gururunu yaşıyorum. Sağlıcakla kalın.

14 Ağustos 2017 Pazartesi

Büyülü Taş ve Felsefe Taşı

   Harry Potter'ı bilmeyenimiz yoktur gerek kitapları gerek filmleri sadece ülkemizde değil, dünyanın neredeyse tamamında sevilip beğeni toplamıştır. Bu beğeni Türkiye şartlarında biraz gecikmeli olmuştur diyebiliriz. Kitap serisinin telif hakkı Yapı Kredi Yayınlarına geçip film serisinin çekilmesine başlandıktan sonra bu seri tüm Türkiye'ye ulaşmıştır. Telif hakkı daha öncesinde Dost Kitabevi Yayınlarına aitti ve fazla ilgi görmediği için birinci baskı sonrasında tekrar basılmadı, ta ki Yapı Kredi Yayınları telif hakkını alana kadar. Sonuç olarak iki farklı çevirmen ve iki farklı isimle yayınlanan kitaplar hakkında konuşmak istiyorum sizinle. 

   İlk basılan kitabın adı Harry Potter Büyülü Taş ve çevirisi Mustafa Bayındır'a aittir. İkinci basılan kitap ise hepimizin aşina olduğu Harry Potter ve Felsefe Taşı, çevirisi ise Ülkü Tamer'e aittir. Harry Potter serisini okuyan birçok okurun Büyülü Taş adlı kitabı bildiğinden eminim ama bölüm isimlerindeki farklılıkları görünce tebessüm edeceğinize eminim.

   

   Öncelikle tanıtım yazılarından başlamak istiyorum:

Harry Potter Büyülü Taş

   Hogwarts Cadılar ve Sihirbazlar Okulu'nun sevimli kahramanları sonunda Türkçe'de Doğaüstü güçleri olduğunu öğrendikten sonra kendini büyük bir serüvenin içinde bulan Harry Potter, karanlık güçlere karşı giriştiği bu savaşta yalnız değil. Harry için mesaj taşıyan haberci baykuş Hedwing, kaba saba bir bekçi ama iyi yürekli bir sarhoş olan Hagrid, okulun en bilmiş ve en sevimli cadısı Hermione, en tehlikeli anlarda bile Harrynin yanından bir an olsun ayrılmayan biricik dostu Ron, her zaman itilip kakılan ama büyük bir cesaretle direnen Neville, ve tabi Harrynin Hogwarts'taki koruyucusu Profesör dumbledore. İyi ve kötünün bildik mücadelesi hiç bu kadar neşeli olmadı. Gryffindorun küçük sihirbazları bu inanılmaz serüvene sizleri de çağırıyor.

Harry Potter ve Felsefe Taşı

   HARRY POTTER sıradan bir çocuk olduğunu sanırken, bir baykuşun getirdiği mektupla yaşamı değişir: Başvurmadığı halde Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’na kabul edilmiştir. Burada birbirinden ilginç dersler alır, iki arkadaşıyla birlikte maceradan maceraya koşar. Yaşayarak öğrendikleri sayesinde küçük yaşta becerikli bir büyücü olup çıkar.


   Farklı çeviriler kitabın başında kendini hemen ele veriyor. İlk kitapta, '' Masalları seven Jessica' ya Anne'ye, ve bunu ilk dinleyen Di'ye. '' iken ikinci kitapta '' öyküleri seven Jessica için, onları seven Anne için de ve bunu ilk dinleyen Di için. ''  diye giriş yapılarak her iki kitabın çevirilerinin ne kadar farklı olacağı konusunda bize ipuçları veriliyor aslında.

   Bölüm isimlerine gelecek olursak:

Harry Potter Büyülü Taş

1- Hayatta Kalan Çocuğa
2- Yok Olan Cam
3- Hiç Kimse'den Mektuplar
4- Anahtarların Muhafızı
5- Diagon Geçiti
6- Dokuz ve Üç-Çeyrek Peronundan Hareket
7- Seçici Şapka
8- İksirlerin Efendisi
9- Geceyarısında Düello
10- Cadılar Bayramı
11- Quidditch
12- Erised'in Aynası
13- Nicolas Flamel
14- Norveç Hörgüçlüsü Norbert
15- Yasak Orman
16- Mahzen Kapağından İçeriye
17- İki Yüzlü Adam


Harry Potter ve Felsefe Taşı

1- Sağ Kakan Çocuk
2- Yok Olan Cam
3- Hiçkimseden Mektuplar
4- Anahtarların Bekçisi
5- Diagon Yolu
6- Peron Dokuz Üç Çeyrek'ten Yolculuk
7- Seçmen Şapka
8- İksir Ustası
9- Gece Yarısı Düellosu
10- Cadılar Bayramı
11- Quidditch
12- Kelid Aynası
13- Nicolas Flamel
14- Norveç Pütürlüsü Norbert
15- Yasak Orman
16- Kapağın Altında
17- İki Yüzlü Adam

  Kitapları genel olarak okuduğumda Mustafa Bayındır çevirisi dilimize daha uygun, gündelik hayatta kullanılan kelimeleri daha iyi kullanmış gibi geldi bana ama Ülkü Tamer'in çevirisinin de kusursuz olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim en azından Harry Potter evrensel dilini daha doğru kullanmıştır. İki kitap arasında çeviri olarak az çok kıyaslama yapmak istedim, umarım başarılı olabilmişimdir. 

13 Temmuz 2017 Perşembe

Zaman Yolculuğu ve Back to the Future

   Malumunuz giriş yazımda zaman yolculuğu fikri üzerine takıntılı biri olduğumu yazmıştım. Bu düşünce ile zaman yolculuğu teması olan hatta zaman yolculuğu olmayıp bir şekilde zaman ile bağdaştırabileceğimiz filmleri ve kitapları okumaya gayret gösteriyorum. Tabii ki paralel evren meselesini de atlamamak lazım fakat konumuz şuan için bu değil.

   Bir satış uygulamasında neler var neler yok diye bakınırken Back to the Future 3 filminin Hot Wheels Marka ufak bir modelini gördüm ve bu şekilde daha büyük model arabalarının da olabileceği varsayımı ile araştırmaya başladım ve yanılmadığımı da bu şekilde görmüş oldum. Sonrasında başka uygulamalar ve sitelere de bakma fırsatım oldu ve benim için en uygun seçenek olan Welly Marka 1:24 Ölçekli ilk filmin modeli DeLorean arabama sahip oldum. Genel olarak bakıldığında birçok ayrıntı gayet iyi düşünülmüş fakat yine de çok çok ayrıntılı olduğunu söyleyemeyeceğim. En çok hoşuma giden kısmı ilk filmin son saniyelerinde yıldırım düşmesinden gelecek enerjiyi toplamak için kullanılan çengelin de model arabaya eklenmiş olması.

 Görüldüğü üzere ilk filmin model kutusunun iç tarafı Marty ve Doktorun arabayı ilk kez denedikleri sahne ile dekore edilmiş ve bu ayrıntının benim için ayrı bir güzellik kattığını söyleyebilirim. Üçüncü fotoğrafta ise size dediğim çengel, model arabanın hemen altına yapıştırılmış.  Son olarak bu araba modellerinin ikinci ve üçüncü filmi için olanları da var onları da alma fırsatım olursa sizinle paylaşacağım. Yeni yazılar paylaşıncaya kadar sağlıcakla kalın.












10 Temmuz 2017 Pazartesi

Merhaba

   Herkese merhaba, birkaç başarısız blog yazma deneyimimden sonra tekrardan bir şeyler yapmaya karar verdim. Belki yanlış konular belki de yanlış zaman başarısız olmamdaki etkendi. Şuan için ise zamanı bilemesem de doğru bir konu üzerinde yazmaya çalışacağımı biliyorum.

   Herkesin küçüklüğünden gelen belli bir hobisi veya bir şeyleri biriktirme arzusu olduğunu düşünüyorum. Yani en azından benim çevremde birçok takıntı derecesinde koleksiyonlarına düşkün insanlar mevcut. Ben ise çokta büyük olmayan bütçemle birkaç farklı alanda olan koleksiyonumu büyütmeye çalışan biriyim. Bu koleksiyon takıntım DVD filmler ile başladı. Takıntı diyorum çünkü ne görsem almak zorundaymışım gibi hissediyordum, neyse ki Blu - ray filmler çıktı ve benim de bu takıntım yavaş yavaş azaldı. Artık ya dizi sezonları için ya da sevdiğim bir filmin DVD filmlerine denk gelirsem alıyorum. Şimdi ise aktif olarak forma ve figür koleksiyonu yapmaya çalışıyorum. ( Kimilerine göre oyuncak kimilerine göre ise figür ) Figür konusunda daha yolun başında sayılıyor olsam da hatırı sayılır bir forma koleksiyonum olduğunu düşünüyorum. Ve son olarak zaman yolculuğu takıntım ve Back to the Future filmi hayranlığım vesilesi ile model arabalara merak sardım. İlk olarak Hot Wheels arabaları dikkatimi çekti ve sonrasında ilk 1:24 DeLorean model arabamı aldım.

   Koleksiyon Artı ismine gelirsek koleksiyonumun çeşitliliğinden dolayı bir koleksiyondan fazlası mantığı ile bu ismi koymayı uygun buldum. Umarım kafamdaki fikirleri bu sefer uygulamaya koyacağım. Herkese koleksiyonlarında bol çeşitlilik dilerim.